yol etmek - Turc Anglais Dictionnaire

yol etmek

Sens de "yol etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
yol etmek go to (some place) very often v.

Sens de "yol etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 33 résultat(s)

Turc Anglais
General
otomobil sürücüsüne harita okuyarak yol tarif etmek navigate v.
I will drive, and Alice will navigate in the rally.
Arabayı ben kullanacağım, Alice de rallide yol tarif edecek.

More Sentences
yol inşaa etmek build road v.
yol kat etmek cover a distance v.
yol tarif etmek give directions v.
seyahat ederken yol kat etmek get a mile v.
(koruma, yol kesme, vb. için) işgal etmek belay [obsolete] v.
yol kat etmek improve v.
yol kat etmek inroad v.
kütükleri yan yana dizerek (yol) inşa etmek corduroy v.
yol yol etmek strake v.
Phrasals
bir araçla bir yol boyunca seyahat etmek drive up v.
araçla bir yol boyunca seyahat etmek drive up v.
canını dişine takarak yol kat etmek forge away at (something) v.
(birine) bir konuda yol göstermek/rehberlik etmek train on (someone) v.
birini yol/süreç boyunca teşvik etmek urge someone along v.
(birini) yol/süreç boyunca teşvik etmek urge (one) along v.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide (someone or something) across v.
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide someone or something across (something) v.
Colloquial
iyi yol almak/kat etmek do nicely v.
Idioms
birine yol vermek (terk etmek) whistle (one) down the wind v.
yalnız bir yol takip etmek tread a solitary path v.
yeni bir alanda yol almak/kat etmek make inroads in/into something v.
bir şeyde yol almak/kat etmek make inroads into something v.
yol almak/kat etmek make inroads into v.
(bir şeyde) yol almak/kat etmek make inroads (in/into something) v.
özenle yol kat etmek make (one's) way through v.
bir şeyde yol kat etmek make your way in something v.
yol kat etmek wend your way v.
Speaking
yol parasından tasarruf etmek için eve yürüyerek gider he walks home to save carfare expr.
Construction
planlanan yol boyunca (otoyol, kanal, demir yolu) inşa etmek drive v.
Pharmaceutics
ağır enfeksiyonlara yol açan bakterileri yok etmek için kullanılan bir antibiyotik ertapenem n.
Environment
toprak ve su ortamındaki çevre kirliliğine yol açan maddeleri yok etmek için doğal yollarla oluşan ya da yapay olarak oluşturulan mikroorganizmaların kullanılması bioremediation n.
Archaic
yol kat etmek impave v.